11 Ekim 2014 Cumartesi

Yaşamın Ruhu

Teknolojinin bizim yerimize çalıştığı, işlerimizi yaptığı modern dediğimiz zamanda yaşıyoruz. Gel gelelim bizim geçmişe bakarak ilkel addettiğimiz insanlar, hayatta kalmak için hangi otların yeneceğini bir botanikçi gibi, hangi hayvanların nasıl yakalanacağını bir avcı gibi, bir yapının nasıl yapılması gerektiğini bir mühendis gibi bilirlerdi. Velhasılı kelam onların, insan hayatında ihtiyaç duyulabileceği her konuda günümüz okullarında yıllarca eğitim görmüş bir uzmancasına bilmesi gerekirdi.
Yine bu ilkel dediğimiz insanlar, karşısındakilerin ve yanında olanların niyetlerini ve hallerini bizim gibi giyimine, kuşamına, arabasının markasına bakmadan doğrulukla tayin etmesi gerekirdi. Şimdi modern dediğimiz bu ihtişamlı zaman diliminde bizler ne yiyip içmekten, ne yapı işlerinden bi haber başımız ağrısa soluğu doktor kapısında alıyoruz. Bizim için, bizim yerimize, yine bize bakan birbirinin eline bakan kendi işini yapamayan hatta birbirine güvenmez, güvenmediği için de hergün biraz daha yalnız kalan kararan insan bu modern zamanda, tarihindeki en karanlık ve cahil çağını ileri bir teknoloji içinde geçirmektedir.

Oldways, ezoterik olarak çağımız insanının eskiler gibi her konuda bilgi ve tecrübe sahibi olmasını gerektirir. Doğa üstü olaylar ve farkındalık üzerinde çalışan ya da uyugulayıcısı olan insanların algısının diğerlerinden farklı olması gerekir. İnsan algısı çok kolay yanılabilen, olmayan şeyleri olmuşçasına hatırlayabilen ya da tam tersi durumları oluşturan bir sistemdir. Bunları bilen ve uygulayan insan ise diğerlerinin kılığından davranışlarından ne olduğunu ve ne olabileceğini doğru bir şekilde sezinleyebilmektedir.
Parapsikolojik olarak varlıklar, büyüler, psikokinezi, levitasyon vs aklın ve bedenin eğitimiyle ilerler. Korku gibi temel duyguların kontrolünü elimize almamız gerekir. En önemlisi ise kişinin gerçek manada ne yaptığının farkında olması için ruhsal olgunluk gerekir.

Her insan yaşam tarzına kendisi karar verir. Belli bir olgunluğa eriştikten sonra nasıl bir ortamda doğduğumuz bizi etkilememeli ve kendi başımıza bir birey olmalıyız. Ya da dünyanın geri kalanı gibi kimliksiz bir şekilde karanlık teknoloji çağından geçip gidebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder